SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

HARAC – İMARA – FEY’ BAHSİ

<< 3042 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ سِنَانٍ الْوَاسِطِيُّ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بِلَالٍ عَنْ عِمْرَانَ الْقَطَّانِ عَنْ أَبِي جَمْرَةَ عَنْ ابْنِ عَبَّاسٍ قَالَ إِنَّ أَهْلَ فَارِسَ لَمَّا مَاتَ نَبِيُّهُمْ كَتَبَ لَهُمْ إِبْلِيسُ الْمَجُوسِيَّةَ

 

İbn Abbas'dan (şöyle) dedi(ği rivayet olunmuştur:)

 

Fars halkı (kitap ehli idi.) Nebileri vefat edince İblis onlara din olarak mecûsiliği kabul ettirdi.

 

 

İzah:

Fars halkı; bu günkü İranlılar'dır. Mecusilik, Ateşperesttik demektir. Mecûsiler ateşe taparlar. Kâinatta sürekli olarak nur ile zulmet arasında bir mücadele bulunduğuna hayrın nurdan, şerrinde zul­metten geldiğine inanırlar ve ateşe ibadet ederler. Mecusilerin kitap ehli ol­duğunu söyleyen Şafiîlerin delilini teşkil eden bu hadis-i şerif, sözü geçen mecusilerin önceleri bir Nebiin ümmeti ve ehl-i kitap iken Nebi­lerinin vefat etmesi üzerine şeytanın onları dinlerinden uzaklaştırarak batıl bir din olan mecûsüiğe döndürdüğü ifade edilmektedir. Hadisin zahirinden anlaşılan şudur:

 

"Mecûsiler, aslında kitap ehli olduklarına göre, onlarda İslamiyetİ ka­bul etmemeleri halinde hıristiyanlar ve yahudiler gibi cizye vererek sulh yap­maya zorlanırlar. Bunu kabul ettikleri takdirde canlarını ve mallarını kurtarmış olurlar."

 

Musannif Ebu Dâvud bu hadisi burada zikretmekle, mecusilerin de ki­tap ehli olduklarını ve cizye hususunda aynen yahudi ve hırıstiyanlann hük­müne tabi olduklarını vurgulamak istemiştir. Ancak 2044 numaralı hadisin şerhinde Açıklanacağı üzere, Cumhur ulema, mecusilerin kitap ehli olmadı­ğına hükmetmişlerdir. Mecusüerden cizye alınıp alınmayacağı mevzuunda Hidâye müellifi Burhaneddin el-Merginanî, şöyle diyor: "İslâmiyeti kabule yanaşmayan kitap ehlinin canları cizye karşılığında bağışlanabildiği gibi ay­nı şekilde arap putperestlerinin dışındaki putperestlerin canları da cizye karşılığında bağışlanabilir.

 

İmâm Şafiî (r.a)'e göre, müslümanlığı kabul etmeyen arap putperestle-riyle murtedlerin canlarını cizye karşılığında bağışlamak caiz değildir. On­larla savaşmak ve kılıçtan geçirmek farzdır.

 

Netice olarak Şafiîlerle İmam Ahmed (r.a)'e göre, cizye sadece ehl-i ki­tap ile mecusilerden alınır.

 

İmam Malik'e göre, ister arap müşriki olsun, ister acem müşriki olsun müşriklerin tümünden cizye almak ve karşılığında canlarını bağışlamak caizdir.

 

" Hanefî âlimlerine göre Arap müşriklerinin dışındaki müşriklerin tümün­den cizye almak caizdir. İslâm'ın beşiği olan Arabistan müşriklerine gelince onlardan cizye kabul ederek canlarını bağışlamak asla caiz değildir. Onlar ya müslümanlığı kabul ederler, ya da kılıçtan geçirirler, üçüncü bir yol yok­tur.